KÜÇÜK İŞLETMELERDE BAŞARININ TEMELİ

KÜÇÜK İŞLETMELERDE BAŞARININ TEMELİ

Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi’nin seçimi, tasarımı, inşası ve büyümesi için yedi temel kural vardır.

1.     Kural: En Sıradan Olanı Seçin

En sıradan derken ne demek istiyorum? Demek istediğim asla modası geçmeyecek ürünleri ve hizmetleri seçin. Yiyecek, sağlık hizmetleri, giyim, iletişim, taşımacılık, konfor bunlardan bazıları sayılabilir. Peki, bu kategorilerden herhangi biride başarısızlığa uğramazsınız mı demek istiyorum? Tabii ki hayır. Doğrusu çoğunda başarısızlıklar görülebiliyor. Ama eğer On Prensip’i uygular ve sadık kalırlarsa, başarısızlığa uğramazlar. Demek istediğim asla modası geçmeyecek şeyler yapmak! Modanın ne yapacağı önceden kestirilemez. Moda bir gecede değişebilir. Moda maymun iştahlı olmaz. Büyük şirketler bir kaya gibi sağlamdır. Esaslıdır. Sadece geleneklerin onlardan beklediklerini yerine getirirler. Uzun ömürlü beklentileri karşılar, gereklilikleri gerçekleştirirler. Kural, gerekeni yap, der. Peki, bu söz konusu şirketlerin yenilikçi olmadığı anlamına mı geliyor? Tabii ki hayır. Yenilikçilik moda değildir; yenilikçilik buluştur. Sıradanlığın yeniliği olağanüstü olanı yaratır, ama sıradan bir zihin çerçevesi içinde. Basit bir şeyi yapmanın farkı bir yolunu bulun. Basit bir şeyi yapmanın daha iyi yolunu bulun. İnsanları beslemek, insanları giydirmek, insanlara barınak imkânı sağlamak, insanları taşımak, insanlar için sağlıklı ortamlar yaratmak… İnsanların şirketlerin yapmasına ihtiyaç duyduğu tüm bu şeyleri yapmak. İşte bunları yapın ve şirketiniz başarıya ulaşsın.

2.     Kural: Sürekli Gelişim

Şirketler ölür, çünkü yanlış şeyleri yapmayı tercih ederler. Evet, ama aslında daha çok sabit kalmayı tercih ettikleri için ölüm noktasına gelirler. Geleneksellik sabit değildir. Geleneksellik istikrarlıdır. Sabit kalmaya devam eden şirketler başarılı olmayı reddederler. Geleceği yaratmayı değil, geçmişe tutunmayı tercih etmişlerdir çünkü. Evet, bu doğru, büyük şirketler devamlı olarak geçmişi yaratırları. Bugün, yarının geçmişidir. Yarın ise bir sonraki günün geçmişi. Büyük şirketler devamlı olarak herkes için standartları geliştirirler, çünkü standartlara bağlıdırlar. Basit, gerekli ve esaslı şeyleri diğer herkesten çok daha iyi gerçekleştirirler. Bunu yaparken de gerekli ve esaslı noktaları asla ve asla unutmazlar. Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi de böyle olmalıdır çünkü sadece yaptığı işi değil, onu nasıl yaptığını da sürekli geliştirmektedir. General Motors gelişmeye devam etmiş olsaydı, bugün hâlâ otomobil endüstrisinin liderlerinden biri olabilirdi. Ama gelişmeyi başaramadı. Müşterilerine sundukları çözümleri geliştirmeyi başaramadı. Bir iş her zaman sonuçtan ibarettir. E-Efsane kitabımda, “Sonuçlara Odaklanın. İşin Kendisine Değil, “ demiştim. Devamlı olarak sonuçlarınızı geliştirin.

3.     Kural: Müşterilerinizi Dinleyin

Evet, biliyorum herkes bunu söyler ama çok azı bunu yapar. Peki ya müşterinizi dinleyin ne demek? Bu onu izlemeniz demek. Onu takip edin.  Söylediklerine kulak verin. Yaptıklarını görün. Onun yerinden nasıl bir his olduğunu kavrayın. Sabahları uyandığında kendini nasıl hissettiğini anlayın… Çocuklarını doyurduğunda, giyinip işe gittiğinde… Her zaman yaptığı şeyleri yaptığında… Öğle yemeğine çıktığında, işe geri dönüp öğleden sonra mola verdiğinde… İşi bittiğinde ne yapıyor? Eve geldiğinde onun yerinde olmak nasıl bir his? Peki, evi nasıl görünüyor? Ne kadar temiz? Ne kadar düzenli? Ne kadar mobilya var? Eve gelir gelmez ne yapıyor? Televizyon seyrediyor mu? Çocuklarının yemeğiyle ilgileniyor mu? Peki ya çocukları var mı? Çocukları kaç yaşında? Çocukları gün boyunca ne yapıyor? Okula gidiyorlar mı?  Peki, başarılı öğrenciler mi? Okulda sorun yaşıyorlar mı? Ve liste böyle devam eder… Müşterilerinizi dinleyin. Onun kim olduğunu, neler yaptığını, neyi yapmayı tercih ettiğini bilin. Müşterinizi dikkate alın. Onu, kendinizden daha iyi tanıyın.   

4.     Kural: Duyduklarınıza, Gördüklerinize ve Hissettiklerinize Karşılık Verin

Şirketinizin basit ayrıntıları içinde gerekli çözümleri inşa etmediğiniz takdirde, müşterinizi dinlemek- onu görmek, hissetmek, takip etmek ve onu dikkate almak- sadece ve sadece para ve zaman kaybı olacaktır. Şirketinizin basit ayrıntıları şirket çerçevenizde, şirket kültürünüzde, şirketinizin hizmetlerinde, kalbinde, ruhunda ve yapacağı her şeyde tasarlanmış ve sağlam bir şekilde yer almalıdır. Bunun günlük ve ritüelleştirilmiş bir seviyede gerçekleşebilmesi için bir mekanizma gerekir. Bir sistem olmalıdır. Çalışanlarınız bu sistemi yaşayabilmeli, âdeta bir nefes gibi içlerine çekebilmelidir. Etrafınızdaki insanlar bu sistem anlayabilmeli ve başkalarına aktarabilmelidir. Bu sistemi görmeli, anlayabilmeli ve birbirlerine, şirket ortaklarına, tedarikçilere ve yatırımcılara da gösterebilmelidirler. Şirketiniz, yaptığı işi en iyi yapan şirket olarak bilinmelidir. Bu sizin gurur tablonuz hâlin gelecektir. Şirketinizin adının, nerelerde paylaşılacağının ve bahsedileceğinin ve evet, bugüne kadar duyulmuş veya görülmüş en sıra dışı şirket olmasının anahtarı budur. Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi’ni var eden şeyler bunlardır. Bu şeylerin gücünün farkında olmayan diğer tüm şirketlerin gözden kaçırdıkları da… Kısacası, şirketiniz diğer şirketlerin aklına bile gelmeyecek şeyleri yapan bir firma olmalıdır.

       Unutmayın: Eğer bunu siz yapmazsanız, şirketiniz de büyük olasılıkla bir süre sonra yapmayı unutacaktır.

5. Kural: En Yüksek Standartları Belirleyin

Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi dediğim zaman, tam da bundan söz ediyorum. Yani sizden daha iyisi olamaz. Standartlarınız, diğer tüm şirketlerin standartları için birer mihenk taşı olmalıdır. Bu sizin başkalarını taklit ettiğinizi değil, taklit edildiğinizi gösterecektir. İşte bu yüzden standartlarınız o kadar yüksek olmalı ki, hiçbir şirket onlara yaklaşmayı bile hayal edememeli. Ayrıca sürekli gelişim gösterdiğiniz için gelecekte de standartlarınızı taklit etmekte güçlük çekmeliler.

       Peki, Joseph tüm bunlarla ilgili ne düşünüyor? Bu dehşet verici bir durum olsa gerek. Ne de olsa bugüne kadar Joseph sadece araba tamir ediyordu. Standartları siyah ve beyazdan fazlası değildi. İşe yararsa, iyidir. İşe yaramazsa kötüdür. Ama bir araba tamiri şirketinin Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi konumuna gelmesi söz konusu olduğunda, “arabaları tamir etmek” de standartların en düşük seviyesi hâline gelmelidir. İzlenmesi, keşfedilmesi ve oluşturulması gereken daha birçok standart vardır. Mesela, araba mağazadan ayrılırken ne kadar temiz? Müşterinin ihtiyacı olan tamirat işinin yanında ne gibi fırsatlar yatıyor? Oto tamir servisi müşteriye herhangi bir ücret yansıtmadan (Enfes Sürprizler adını verelim) ne gibi tamirleri (Süper Tamirler diyebiliriz ) yapabilir? Başka ne? Ne? Ne? İşte en yüksek standartları oluşturmanın doğası budur. Peki ya sonra bu standartları yaratmanın neredeyse imkânsız olması durumuyla karşı karşıya geldiğinizde ne yapacaksınız? Bu, daha önce hiç ulaşmadığınız bir şeye ulaşmanın doğasıdır. Joseph boşluklardan oluşan bu tehlikeli hava içinde kendini ne kadar da hantal hissediyor olmalı. Ya da siz kendinizi ne kadar hantal hissediyor olmalısınız! Hem sizin hem de onun için ne kadar elverişsiz bir durum! Daha önce hiç sormadığınız bu sorularla nasıl başa çıkacaksınız? Ne kadar tuhaf ve karmaşık bir dünya! Ama aynı zamanda ne kadar ilginç ve heyecan verici öyle değil mi?

6.     Kural: O Enfes Hikâyeyi Yazın

Şirketinizin hikâyesi enfes olmalı, derin ve bir o kadar keskin duygularla anlatılmalı. Tüm çalışanlarınızın inanacağı, anlatacağı, hissedeceği, söyleyeceği, açıklayacağı ve keşfedeceği bir hikâye. Şirketiniz bu hikâyenin bir ürünü değil; asıl hikâyeniz şirketinizin bir ürünü olmalı. Önce şirket daha sonra hikâye gelmeli. Kulağa ilginç gelebilir ancak efsaneler bu tip hikâyelerden yola çıkar. Ve sizin şirketiniz, yani burada yaratmakta olduğumuz şirket- Joseph’in yeni şirketi, sizin yeni şirketiniz- bir efsaneye dönüşecek. Joseph gibi, sizin gibi,  Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi’ni yaratmakta görev alan herkes birer efsaneye dönüşecek. Ne hikâye ama! Hayal edin, sadece hayal edin… 10.000 mağaza! Normal bir insan böyle bir başarıya nasıl ulaşır? Böyle bir başarıya ulaşmak için nereden başlar? Peki, böyle bir şeyi başarabileceğini nasıl hayal eder? Fikirler bir insanın bu kadar ileriye uzanmasını gerektirdiğinde söz konusu kişi nelere sahip olmalıdır? Bu tip bir kişinin, bir girişimcinin hikâyesi dikkatle gözlemlenmelidir. Her şey gibi sıradan başlar bütün bunlar: Sadece bir düşünceyle… Bu şirket; Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi’ne dönüşecek bir düşünceyle. Ondan önce gelen diğer tüm düşüncelerden farklı bir düşüncedir bu. Sayısız sorudan doğmuştur. Bu durumda; “Burada ne yapıyorum?”,” Hayatımda olup bitenler neyle ilgili?” ,”Nereye gidiyorum?” gibi sorular düşünce dizilerini tetikler. Her biri bir sonrakini, o da bir sonrakini getirerek hep birlikte duygular dizisine dönüşürler. Birbirlerine tutunmuş en güzel ve bazıları da en acılı boncukları andırırlar. Her bir düşünce bir diğerine renkli ve parıldayan bir duvar kiliminin ipleri gibi bağlanır. Ortaya çıkan tablo ise, sizin için, Joseph için bir sözden çok daha fazlasıdır. Bu daha önce hiç görülmemiş bir şeyin sözüdür. Bu, yaşamınızın gözlerinizin önünde yuvarlanıp şekillenerek yeni bir dünya yaratmasıdır. Bu, şirketinizin gelişerek yaşayacağı hikâyesidir.

7.     Kural: Hikâyenizi Yaşayın

Dolu dolu yaşanmadığı takdirde, anlatacağınız hikâyenin hiçbir anlamı olmayacaktır. Söz konusu hikâye, şirketiniz, çalışanlarınız ve sizin tarafınızdan yaşanmalıdır. Hikâyeniz, anlatıldığı ilk andan itibaren belgelenmelidir. Belgelendikten sonra ise, sıra hikâyenin her bir parçasını ispat etmeye gelir ve şirketinizin her bir parçası, her biri hareketi, Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi o hikâyede yaşamalı, hikâyenin bir parçası olmalıdır. Her bir parça ve karakter sadece hikâyenin başkahramanı olarak samimi bir şekilde katılımcı olmalıdır. Ancak bu hikâye bir bilim kurgu değil. Gerçek, sizin kadar gerçek! Oynadığınız rol gerçek. Şirket gerçek. Tarihin tekrar tekrar anlatacağı bu hikâye gerçek! Tüm iniş ve çıkışlar gerçek. Bu o kadar gerçek ve dramatik bir hikâye ki, bazı zamanlar ayakta durmuş hikâyenizi anlatırken hikâyede anlatılan tüm o şeyleri nasıl olup da gerçekleştirdiğinize siz bile hayranlıkla bakacaksınız. İşte bu, şirketinizle ilgili anlatacağınız hikâyedir! Sizin, Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi’ni yaratmak, büyütmek ve beslemek için yaptıklarınızın hikâyesi.   

Hikâyenizi yaşamanız gerekiyor çünkü aksi hâlde gerçek bir hikâye olmayacaktır. Hikâyeniz gerçek değilse, şirketiniz de gerçek olmaz. Şirketiniz gerçek bir şirket değilse, içinde yaşadığınız dünya da gerçek bir dünya değildir. Beni iyi dinleyin! Eğer şirketiniz gerçek bir şirket değilse, içinde yaşadığınız dünya hiç değil! Eğer durum buysa, burada söylediklerimizin hiçbir anlamı yok. Yani eğer hikâyenizde bembeyaz kolalı gömleklerden söz ediyorsanız, gerçek hayatınızda da bembeyaz kolalı gömlekler giyin. Eğer şirketinizde pahalı denizci mavisi takım elbiseler giyilmesinden söz ediliyorsa; her şeyden önce pahalı denizci mavisi takım elbiseler giymeye başlayın. Eğer şirketiniz gülümseyen insanlardan söz ediyorsa,  etrafınızı gülümseyen pozitif insanlarla doldurun. Hikâye sizsiniz. Hikâyeniz de siz. Dolu dolu yaşar ya da dünyanızın tepetaklak oluşuna şahitlik edersiniz. 

 

Dünyanın En Başarılı Küçük İşletmesi

Michael E. Gerber